Prof. Dr. Serpil Uğur Baysal
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Sosyal Pediatri BD, İzmir

Çocuğa özel bir ilgi gösterme gerekliliği uluslararası düzeyde ilk kez Birinci Dünya Savaşı sonunda babaları savaşta ölmüş çok sayıda hasta, aç, öksüz veya yetim kalmış çocukların ortaya çıkmasıyla gündeme gelmiş ve 1924 yılında “Milletler Cemiyeti Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi”ni (Union Internationale de Secours aux / Cenevre Beyannamesi) yayınlamış, beş maddelik bu bildiri ilk defa çocuklar için düzenlenmiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” yayımlanmış; Birleşmiş Milletler ikinci savaş sonrası çocukların içinde bulunduğu duruma daha da kötülüğüne dikkat çekerek, önceki Cenevre Bildirgesi’ne beş madde daha ilave edip 20 Kasım 1959’da ikinci “Çocuk Hakları Bildirgesi / Çocuk Hakları Beyannamesi”ni yayımlamıştır.

Bu her iki beyanname ile çocukların haklarının bazıları kabul edilmiş olsa da uluslararası nitelik yoktu, yani herhangi bir yaptırımı olmayan ve ülkeleri bağlayıcı özelliği olmayan bildirgelerdi. Çocukların erişkinler gibi uygar, siyasal, toplumsal, kültürel ve ekonomik hakları olacaklarını gösteren Çocuk Hakları Sözleşmesi 1989 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş, 1990’da uluslararası yürürlüğe girmiştir. Çocuk Hakları sözleşmesi Türkiye’de 27 Ocak 1995 tarihinde 4058 sayılı yasa ile bir iç hukuk kuralına dönüştürülmüştür. Sözleşme, çocuklara yönelik uluslararası evrensel standartları derleyip tek bir hukuk metninde toplayan ve bağlayıcı olan ilk belgedir.

Savunmasız konumları nedeniyle çocukların özel bir duyarlılığa ve korunmaya ihtiyaçları, çocuğa başlıca bakım ve korumayı sağlayacak olan ailenin çocuğun korunmasından sorumlu olduğu vurgulanmaktadır.
Çocuk doğmadan önce ve doğduktan sonra ailesi ve yakın çevresi dışında içinde yaşadığı toplumun kültür değerlerine saygı gösterilmeli, çocuk haklarının güvenceye alınmasında uluslararası iş birliği sağlanmalıdır.

Çocuk Hakları Sözleşmesi yaşam, sağlık, eğitim alanlarında standartları belirlemiş, evde ve dışarıda, her türlü koşulda şiddet ve istismara karşı çocukları korumaya almıştır. Sözleşmede yer alan başlıca hükümler şöyledir:

Sözleşmenin birinci maddesine göre, ulusal yasalarda daha genç yaşta reşit olunmamışsa 18 yaşın altındaki bireyler çocuk sayılmaktadır.

Genel İlkeler:

  • Ayrımcılık yapmama: Tüm çocukların ayrımcılıktan korunması, haklarının savunulması gerekir.
  • Yaşama ve gelişme hakkı: Her çocuk temel yaşama hakkına sahiptir. Devlet, her çocuğun yaşamını ve gelişmesini güvence altına almakla yükümlüdür.
  • Çocuğun görüşlerine saygı: Çocuk görüşlerini serbestçe ifade etme, kendisini ilgilendiren her bir konu ya da işlem sırasında görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir.

Kişisel Haklar ve Özgürlükler:

  • Nüfusa kayıt: Çocuk doğuştan itibaren bir isme, vatandaşlığa sahiptir, annesini tanıyıp bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahiptir.
  • Düşünce özgürlüğü ve kendine koruma hakkı: Devlet, ana-babanın çocuğun eğitilmesinde yönlendirici olması düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne saygı gösterecektir.
  • İşkence, sömürü, diğer zalimce insan dışı, aşağılayıcı cezalara karşı güvenlik:
  • Birey olarak korunma hakkı: Her çocuğun kendisini koruma hakkı vardır.
  • Gerekli bilgilere ulaşma, zararlı yayınlardan korunma ve haber alma hakkı.

Aile Ortamı ve Alternatif Bakım

  • Devlet, çocuğu yetiştirmek için gerekli desteği ana-babaya sağlamalıdır.
  • Aile ortamından yoksun bırakılmış çocuklar: Ailesi çocuklar uygun alternatif ailelerle, kurumlar aracılığıyla korunmalı, bu sırada çocuğun kültürel kimliğine özen gösterilmelidir.
  • Çocuk istismarı ve ihmali: Devlet, çocuğu, ana-babanın ya da çocuğun bakımından sorumlu diğer bireylerin her türlü kötü davranışından korumak, çocuk sömürüsünü önlemek, istismar ve ihmale maruz kalan çocuklar için yasal önlemler almalı, özel programlar hazırlamakla yükümlüdür.
  • Fiziksel ceza: Evde fiziksel ceza uygulanmasının kültürel ve hukuki bir gerekçesi olabilir olması ve Ceza Kanunu’nda yalnız “aşırı cezalandırma” sayılabilen fiziksel yaralanmanın yasaklanması anlayışı endişe vericidir. Anayasada çocuğu hâlâ hedef alan maddeler bulunur. Özellikle okullarda ve diğer kurumlarda uygulanagelen fiziksel cezanın zararlı etkileri konusunda duyarlılık oluşturulmaya yönelik önlemler geliştirmek; ailelerde çocuğun onuruna yakışır biçimde uygulanabilecek alternatif disiplin yöntemlerini teşvik etmek zorunludur.

Temel sağlık ve güvenlik

  • Engelli çocuklar: Engelli çocuk, yaşamı içinde eksiksiz ve onurlu bir yaşantı sürdürmek için özel bakım, eğitim ve kurs görme, mümkün olan en üst düzeyde özgüvene ve sosyal bütünleşmeye kavuşma hakkına sahiptir.
  • Sağlık ve sağlık hizmetleri: Her çocuk, mümkün olan en üst düzeyde sağlık bakım standardına ulaşma ve sosyal güvenlik olanaklarından yararlanma hakkına sahiptir. Devletler, temel ve koruyucu sağlık bakımı, hastalık önleme, sağlık eğitimi, yeniden entegrasyon (rehabilitasyon) ve bebek ölümlerinin azaltılması konularına önem vermeli, bu amaca yönelik uluslararası iş birliğini desteklemeli, etkin sağlık hizmetleri için etkili bir çocuk kalması için çaba göstermelidir.
  • Ergen sağlığı: Ruh sağlığı da dahil olmak üzere gençlerde sağlık önlemleri alınmalı, özellikle cinsel sağlık ve madde bağımlılığını önleme konularında politika üretilmeli, okullardaki sağlık eğitimi programları güçlendirilmelidir.

Eğitim, boş zamanları değerlendirme, kültürel etkinlikler:

Eğitim: Devletin görevi ilköğretimin zorunlu ve parasız olmasını sağlamak, her çocuğun yararlanabileceği değişik ortaöğretim kanallarını desteklemek, yeteneklerine göre herkesi yüksek öğrenim olanaklarına kavuşturmaktır. Okul disiplini çocukların onuruna ve saygınlığına uyumlu olmalıdır. Başka ülkelerle iş birliği yapılacaktır.

Aşağıda yer alan çocuk grupları için özel koruma önlemleri alınmalıdır:

  • Sığınmacı çocuklar
  • İç göçe zorlanmış çocuklar
  • Ekonomik sömürü gören, çalışma yaşı ve koşulları uygun olmayan çocuklar
  • Sokaklarda yaşayan çocuklar
  • Çocuk ceza adalet sistemi

Rapor ve belgelerin yayımlanması: Sözleşme, sözleşmenin uygulanmasında sivil toplum kuruluşları ve çocuklar da dahil hükümet ve toplum içinde genel bir görüş oluşturulmasını amaçlayıcı ilgili belgeler yayınlar bir biçimde değerlendirilmelidir.

Hakların uygulanması: Çocukla ilgili tüm girişimlerde çocuğun yüksek yararı gözetilmeli ve sorumluluğu yerine getiremediğinde Devlet tüm olanakları kullanarak çocuğa yeterli dikkat ve desteği göstermelidir.

Önceleri, Türkiye’de çocuk hakları ile ilgili eşgüdüm sağlayan kuruluş olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)’nu desteklemek üzere “Çocuk Hakları İzleme ve Değerlendirme Üst ve Alt Kurulları” kurulmuş olup etkinlikler bu kurullar içinde iken günümüzde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yürütülmektedir.

Kaynaklar

  • Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme. Ulusal İlk Raporun Ekleri ve BM Çocuk Hakları Komitesinin Sonuç Gözlemleri. Ankara, 2001.
  • Sözen MŞ, Arıcan N, Uğur Baysal S. Adli Tıp. Devecioğlu Ö, Çıtak A(Ed)’Pediatride Rutinler’ içinde. 3. Baskı. İstanbul: İstanbul Tıp Kitabevi, 2014: 839-858.
  • United Nations (2005) Convention on the Rights of the Child. CRC/7.
  • FACT SHEET: A summary of the rights under the Convention on the Rights of the Child www.unicef.org