"Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı ve her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır."
- Mustafa Kemal ATATÜRK

Derneğimizden Basın Açıklaması : Çocuk İstismarı konusunda son gelişmeler

Son günlerde kamuoyunda, çocuk yaşta bir bireyin kendinden çok büyük erişkinle cinsel ilişkiye zorlanması ya da evlendirilmek istenmesi ve bunu yapan erişkinlerin adil biçimde cezalandırılmayıp haklı gösterilmeye çalışılması çok sık gündeme gelmektedir. Bu nedenle Sosyal Pediatri Derneği olarak çocuk cinsel istismarı ile ilgili bilimsel gerçekleri kamuoyunun dikkatine sunuyoruz..

Çocuğun cinsel istismarı, tanım olarak “Çocuğun bir erişkin ya da kendinden yaşça büyük bir kişi tarafından, o erişkinin ya da başka bir bireyin cinsel uyarılması için kullanılmasıdır:Toplum içinde en gizli kalan istismar biçimi cinsel istismardır. Tüm çocuklar cinsel istismara uğrama riski taşırlar. Teşhis çok güçtür. Çünkü, istismar genellikle gizli yapılır; şahit yoktur. İstismara uğrayan çocuğun erken tanınması, tedavisi ve korunması ile ilgili sorunlar çözüm beklemektedir. Her şeye karşın, çocuktan alınan öykü, çocuğun belirli bir süre izlenmesi ile elde edilen veriler en güçlü kanıtlardır.

 

 

  • Cinsel istismar, çocukta kısa ve uzun erimde psikolojik sorunlar yaratır: Olayın ardından çocukta depresyon, post travmatik stres bozukluğu, öz benlik sorunları, kirletilmişlik hissi gibi psikolojik sorunlar görülebilir. Ayrıca çocukluğunda cinsel istismara uğrayan bireylerde erişkinlik döneminde kaygı bozukluğu, öfke, antisosyal davranışlar, depresyon, cinsel sorunlar, alkol ve ilaç bağımlılığı, kendine zarar verme ve özkıyım girişimleri  çok daha fazla görülür.
  • Zihinsel, duygusal, sosyal ve cinsel açıdan gelişmenin henüz tamamlanmamış olduğu ergenlik döneminde yapılan evlilikler, zamanından önce yüklenilen eş ve anne rolü, cinsel ve toplumsal boyutları bakımından çocuğu örseler:

 

Herkes 18 yaşına kadar çocuktur. Çocuk iken evlenmek  beden ve ruh sağlığı açısından önemli sakıncalar içerir. Ayrıca evlilik sorumluluğu, çocuğun okula gitme olasılığını da ortadan kaldırarak eğitim hakkını engeller. Bu etkiler yalnızca çocuğun yaşamını olumsuz etkilemekle kalmayıp, dünyaya getireceği çocukların da sağlıklı gelişimlerini risk altına sokar. Evlilik yaşı konusunda yapılmak istenen değişiklikler toplumsal geleceğimiz açısından çok tehlikeli sorunlara yol açar.

 

 

  • Yasalarımızda tacizcinin cezasının ağırlaştırıcı nedeni olan “eylemin ruh ve beden sağlığına kalıcı etki bırakıp bırakmadığı” sorusunun yanıtlanması ayrıntılı değerlendirme ve en az altı aylık bir izlem gerektirir:  Kaldı ki böyle bir izlem bile tam yanıtı veremeyebilir çünkü  bu travmanın etkisi uzun yıllar sonra ortaya çıkabilir.  Çocuk ruh sağlığı uzmanının olmadığı bir kurumda, çok kısa sürede tamamlanan muayenelerle düzenlenen bir raporun gerçekleri tam yansıtması mümkün olamaz. Böyle bir raporun, çocuğu en az 6 ay gibi bir süre izleyen ve içinde çocuk psikiyatristi, adli tıp hekimi, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı gibi hekimlerin ve sosyal hizmet uzmanı ve psikolog gibi uzmanların bulunduğu bir ekip tarafından verilmesi gerekmektedir.

 

Yukarıda belirtilen gerçekler ışığında cinsel istismar olgularının değerlendirilmesinde gerekli düzeltmelerin yapılması çocuğun  üstün yararının gözetilmesi  ve benzer olayların tekrarının önlenmesi açısından çok önemlidir.