Bilimsel araştırma sonuçlarına göre yaşamın ilk iki yılında en sağlıklı beslenme biçimi doğumdan sonra ilk altı ay tek başına anne sütü verilmesi, 6. aydan uygun tamamlayıcı besinlerle başlanarak emzirmenin iki yaşına dek sürdürülmesidir. Bu uygulamanın yaygınlaştırılması için dünyada çeşitli etkinlikler yürütülmekte, özel haftalar düzenlenmektedir.

  • Sanayi ve Ticaret Bakanlığı mama reklamlarını derhal durdurmalıdır.
  • Radyo Televizyon Üst Kurumu Anne Sütü Yerine Kullanılan Ürünler Pazarlanması ile ilgili Uluslararası Yasanın uygulanmasının takipçisi olmalıdır.
  • Anneler emzirmedeki ısrarlarından vazgeçmemeli ve reklamların etkisinde kalmamalıdır.

Ülkemizde 1-8 Ekim tarihleri emzirme haftası olarak belirlenmiştir. Konuya çocuk sağlığı ve temel sağlık hizmetleri alanında çalışan Sosyal Pediatri Derneği olarak basınımızın dikkatini bu noktaya çekmek istiyoruz. Ülkemizde anneler bebeklerini emzirmek istemektedirler. Bu çocuklarımız ve onların geleceği açısından çok önemlidir. Ancak mama reklamları anne sütü ile beslenmeyi olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle ülkemizde mama reklamları yasaklanmalıdır. Sosyal Pediatri Derneği olarak mama reklamlarının durdurulması için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na Bağlı Reklam Kuruluna başvuruda bulunulmuştur. Aylar geçmesine karşın bakanlık tarafından bu konuda bir karar verilmemiştir.

Anne Sütü Yerine Kullanılan Ürünlerin Pazarlanması ile İlgili Uluslararası Yasaya uyulmalıdır.

İnek sütünden hazırlanan bebek mamalarının, çocuk sağlığı açısından anne sütünün ve emzirmenin yerini tutmaları olanaksızdır. Mamaların halka doğrudan reklamlarının anne sütü ile beslenmeyi olumsuz etkilediği belirlenmiştir. ABD ve sosyal pediatri alanında önde giden tüm ülkelerin imzalamış oldukları uluslararası yasa ile bu reklamlar yasaklanmıştır. Buna karşın ülkemizde maalesef televizyon kanallarında mamaların reklamları yapılmakta, doğum yapan annelere mama üreten firmalar tarafından çeşitli reklam malzemeleri dağıtılmaktadır. Bu yasanın uygulanmasının sağlanması başta devlet görevlileri olmak üzere tüm vatandaşların görevi olmalıdır.

Anne sütü bebekler için en güvenli besindir

Son kırk yıl içinde yapılmış araştırmalar , anne sütünün gerek besin değeri, gerekse içerdiği hastalıklardan koruyucu maddeler açısından üstün özellikleri olduğunu göstermiştir. Mamaların hiç birisi insan yavrusunun en duyarlı olduğu dönemlerde içerdiği hastalıklara karşı koruyucu maddeler içermemektedir. Yeni doğan bebeği bir aşı gibi hastalıklardan koruyan bu maddeyi içeren yalnızca anne sütü bulunmaktadır.

Anne sütü ile beslenen bebeklerde zatürre, ishal, orta kulak iltihabı hastalıkları daha seyrek görülmekte ve daha hafif seyretmektedir. Örneğin; inek sütü veya hazır mama ile beslenen bebeklerde ishal, yalnız anne sütü ile beslenenlere göre 3 kat daha sık görülmektedir. Ayrıca anne sütü ile beslenen çocuklarda ileri yaşlarda lösemi, damar sertliği, şeker hastalığı, hipertansiyon, obezite, süt çocukluğu astımı, diş yapısı bozuklukları ve bazı ruhsal hastalıklara daha az rastlanmaktadır. Okul çağında yapılmış bazı çalışmalar anne sütü ile beslenmiş çocukların daha zeki olduklarını göstermektedir. İlk altı ayda yalnızca anne sütü ile beslenme sonucunda verilmesi önlenen bebek ve süt çocukları hastalıkları koruyucu özellikleri nedeniyle önemlidir. İlk altı ayda yalnızca anne sütü ile beslenme sonucunda dünyada yaklaşık 10 milyon bebek ölümünün önlenebileceği, bunun 10 katı kadar hastaneye yatma ya da sakat kalmasının engellenebileceği hesaplanmıştır.

Her anne bebeğini başarı ile emzirebilir

Doğum yapılmış kadınların %99’u ilk bebeği besleyecek kadar süt üretme yeteneğine sahiptir. İlk haftalarda süt yapımının artması ve devamı için en önemli koşul bebeğin doğru yöntemle ve sık aralarla emzirilmesi; doğumdan sonra bir saat içinde emzirmeye başlanmasıdır.

Anne sütü ekonomiktir

Anne sütü ile beslenmenin anneye, ülke ve aile ekonomisine ve çevreye de katkısı vardır. Emziren annelerde rahim, doğum sonrası daha kolay toparlanmakta, meme, yumurtalık kanseri ve ileri yaşta diyabet daha az görülmektedir. Bir ülke ne denli az mama tüketirse o kadar zengin olmaktadır. En az beş ay anne sütü ile beslenme sonucunda bebek başına yıllık kazanım 300 $ olduğu bildirilmektedir. İlk altı ay yalnızca anne sütü ile beslenmelerin Türkiye açısından yıllık kazanımı 12 milyar dolar olmaktadır. Bu rakam yalnızca doğrudan tıbbi harcamaların azalması ve üretim gücündeki artıştan sağlanacak yıllık kazanımı, annenin iş gücü kazançlarını göz önüne almamaktadır. Bu rakam bile, ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmenin topluma katkılarının da ne denli büyük olduğu kolayca anlaşılmaktadır. Anne sütü çevreci besindir. Doğal ve hazırdır. Onu bu haktan yoksun bırakmak ve üretimini sınırlamak asla doğal olmaz.

Anne sütü ile beslenmek her çocuğun en doğal hakkıdır. Onu bu haktan yoksun bırakmak tehlikeli taşıyan her türlü girişim önlenmelidir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Prof. Dr. Gülbin Gökçay